• https://www.facebook.com/ali.esmer.75641
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05493533125
Ürün ve Hizmetler
Saat



UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE ÇALIŞTAYI GÜNDEMDE

SÖKE’DE DÜZENLENEN UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE BİLİM ÇALIŞTAYI SAĞLIK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLDİ.

2-3 Haziran 2021 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı Söke Kaymakamlığı ve Söke Eğitim Vakfı’nın evsahipliğinde Söke’de düzenlenen Uyuşturucu ile Mücadelede Bilim Çalıştayı akademik cepheden değerlendirilmeye devam etmektedir.
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Rabia Yavaşoğlu “Hamilelik Esnasında Uyuşturucu Madde Kullanımının Sonuçları” Başlıklı makalesinde ROAD Veri tabanıyla tarananOnline erişime açık Ulusal Hakemli TürkayAkademi’nin Ağustos sayısında konunun sağlık tarafını ele almıştır.
Bilindiği gibi çalıştayda Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamit Hancı ile Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ayşe Zeynep Akkoyun konunun sağlık cephesini ağırlıklı olarak ele almışlardı. Araştırmaya göre; Toplumda uyuşturucu madde kullanım oranının tüm dünyada gün geçtikçe artış göstermesi de üzücü bir tespit olarak karşımızda durmaktadır.
Bu durum Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi tarafından açıklanan 2020 Dünya Raporu’nda da açıkça ifade edilmiştir.
Madde kullanım oranlarında son yıllarda meydana gelen artış; toplumlar için büyük bir tehlikeye işaret etmektedir. Bahsi geçen tehlike tek bir hususla alakalı olmayıp içinde pek çok parametreyi barındırmaktadır.
Bu parametrelerden ilki; uyuşturucu madde kullanımına bağlı ölümlerdir. Uyuşturucu madde kullanımı; ölümün yanı sıra kısa ve uzun vadeli pek çok tıbbi sorunu da beraberinde getirmektedir.
Uyuşturucu maddeler başta ruh sağlığı ve sinir sistemi olmak üzere vücudun birçok sistemini olumsuz yönde etkileyerek, bu sistemleri oluşturan organların fonksiyonlarını bozmakta, kullanıcısında birçok belirti ve semptomun ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.
Madde kullanıcısında görülmesi beklenen genel belirtileri; sistemler üzerinden ortaya koymak da mümkündür: Bilinç kaybı, uyku bozukluğu, dikkat ve konsantrasyon kaybı, görsel ve işitsel halüsinasyonlar, kaygı, endişe, mutsuzluk, iç sıkıntısı, hayattan zevk almama, ölüm düşünceleri, sinirlilik, ajitasyon ve exitasyon; maddenin ruh sağlığı üzerindeki etkilerinden sadece bazılarıdır.
Bulantı, kusma, ishal ya da kabızlık, mide ve bağırsak spazmı, mide kanaması ya da yaraları, gastrit, ülser, karaciğer yetmezliği, karaciğer yağlanması, siroz, böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi belirtiler ise; maddenin gastrointestinal sistem üzerindeki etkileri arasında yer almaktadır.
Bu sorunlar dışında nefes darlığı, öksürük, solunum felci, aritmi, kansızlık, zehirlenmeler, pıhtılaşma sorunları, kangren gibi daha pek çok sağlık sorunu da madde kullanımına bağlı meydana gelebilecek problemlerden ilk akla gelenlerdendir.
Madde özelinde ortaya çıkan belirtiler de şu şekilde sıralanabilir: Amfetamin bağımlılığında kişide uykusuzluk, iştahsızlık, kilo kaybı, huzursuzluk, kuşkuculuk ve şüphecilik gibi paranoid düşünceler, bunaltı, bulantı, kusma gibi belirtiler görülürken; kafein bağımlılığında ise baş ağrısı, sersemlik, yorgunluk gibi semptomlar dikkati çekmektedir. Esrar (kannabis) bağımlılığında sese aşırı duyarlılık, huzursuzluk, yanılsama ve halüsinasyon gibi algı kusurları, gözlerde kızarıklık, kardiyak yakınmalar, ağız kuruluğu gibi belirtiler kendini belli ederken; kokain bağımlılığında ise gerginlik, çabuk öfkelenme, terleme, titreme, burun akıntısı, burun iç yüzeyinde zedelenme, kas zayıflığı, göğüs ağrısı, epilepsi nöbetleri ve koma gibi bilinç bozuklukları kendisini belli etmektedir.
Bali ya da tiner gibi halüsinojen maddelerin bağımlılığında bilinç, algılama, duygudurum ve düşünce bozuklukları dikkati çekerken; eroin (opiyat) bağımlılığında ise göz bebeğinde küçülme, kan basıncında değişiklik, solunumda yavaşlama, bellek bozuklukları gibi belirtiler meydana gelebilmektedir.
Uyuşturucu maddelerin kullanımına her yaşta ve pek çok özellikli grupta da rastlanıldığını ifade etmek yanlış olmayacaktır. Ne yazık ki hamilelik; bahsi geçen özellikli gruplardan bir tanesidir. Bu husus çok önemlidir. Bebeğin sağlığı; annesinin gebelik sırasında uyuşturucu madde kullanmasından oldukça kötü etkilenmektedir.
Bu etkinin sadece doğum öncesi zamanda değil aynı zamanda çocuğun ilerleyen yaşlarını da kapsayan doğumdan sonraki süreçte de kendisini açıkça belli ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Hamilelik döneminde uyuşturucu madde kullanımı sadece madde kullanan ebeveynden doğan yenidoğanı değil aynı zamanda anneyi de pek çok açıdan etkilemektedir.
Bu etkiler, kullanılan maddeye göre değişebilmektedir. Benzer durumun uyuşturucuya anne karnında maruz kalan bebek için de geçerli olduğunu söylemek mümkündür. Hamileyken kokain kullanan kadının; abortus, erken doğum ve ölü doğum riski taşıdığı bildirilmiştir.
Böyle bir anneden dünyaya gelen bebek ise; anne karnında oksijensiz kalma, olağandan daha küçük kafa çevresine sahip olma, beyin gelişiminde yetersizlik, bağırsak ve idrar yolları anomalileri gibi önemli risklerle karşı karşıya kalabilmektedir.
Ayrıca yeni doğan döneminde iken bebekte; epilepsi nöbeti, beyin kanaması ve ani ölüm de görülebilmektedir. Bununla birlikte anne karnındayken kokaine maruz kalan bebek çocukluk dönemine geldiğinde; çevreye kayıtsızlık, ilgisizlik, donukluk gibi davranış bozuklukları, dikkat sorunları ile öğrenme zorlukları da yaşayabilmektedir.
Hamileliği sırasında eroin kullanan kadında da erken doğum ile hepatit ve AİDS gibi bulaşıcı hastalıklar gibi diğer madde kullanımlarına benzer bir dizi riskler bulunmaktadır. Böyle bir anneden dünyaya gelen bebek ise; gelişme geriliği ile gerek anne karnındayken gerekse yenidoğan döneminde ani ölüm riski taşımaktadır.
Ayrıca aşırı huzursuzluk, terleme, titreme gibi çekilme belirtileri ile vücut ısısı değişiklikleri, soluma sayısında artış, yüksek sesli ve sürekli ağlama, ishal, emme güçlüğü, huzursuz uyuma, solunum zorluğu, kilo kaybı gibi yakınmaları yaşama ihtimali de bulunmaktadır.
Bununla birlikte anne karnındayken eroine maruz kalan bebeğin, çocukluk dönemine eriştiğinde gelişme geriliği ile çeşitli davranış bozuklukları yaşadığı da bildirilmiştir (İlbeyi, 2021). Bahsi geçen örnekleri çoğaltmak da mümkündür.
Buraya kadar verilen örneklerden de anlaşılacağı üzere uyuşturucu maddeler büyük ya da küçük demeden kullanıcısının beden ve ruh sağlığı üzerinde görmezden gelinemeyecek düzeyde pek çok etkiye neden olmaktadır. Uyuşturucu madde kullanımını engellemeye yönelik ortaya konacak çalışmaların hedefinin; çocukların içine doğduğu aile ortamından lise ve üniversitelere, sağlık kuruluşlarından emniyet güçlerine kadar uzanan geniş bir kapsama sahip olması çok önemlidir.
Bu anlamda ülkemizde bireysel ve toplumsal farkındalığı artırabilmek adına uyuşturucu bağımlılığı ile bağımlılığın birey ve toplum üzerindeki etkilerini konu edinen bilimsel çalışmaların faaliyet gösterdiğini ifade etmek gerekir. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi ev sahipliğinde 02-03 Haziran 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen Uyuşturucu İle Mücadelede Bilim Çalıştayı da bahsi geçen çalışmalardan birisi olma özelliğini taşımaktadır.
Bağımlılık yapıcı maddeler insanların hayatını derinden sarsmakta hatta kullanıcıların hayatlarına son vermelerine dahi neden olabilmektedir. Toplumu derinden sarsan sorunların ortadan kalkabilmesi öncelikle o sorunla ilişkili toplumsal farkındalığın oluşturulmasına bağlıdır.
Dolayısıyla ilgili kurum ve kuruluşlara; konuya yönelik gerekli hamlelerin vakit kaybedilmeden yapılması anlamında önemli görevler düşmektedir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın




Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.224632.3537
Euro34.609234.7479
Hava Durumu